EXEN 15 mg IM 3 ampül Farmakolojik Özellikleri
Sanovel Firması
Güncelleme : 3 Temmuz 2018
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Nonsteroid antiinflamatuvar ve antiromatizmal.
ATC kodu: M01A C06
Meloksikam, antiinflamatuvar, analjezik ve antipiretik özelliklere sahiptir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Meloksikam intramüsküler uygulama sonrasında tamamen emilir. Oral alıma göre bağıl biyoyararlanımı yaklaşık %100 dür. Bu nedenle intramüsküler uygulamadan oral tedaviye geçişte doz uyarlaması gerekli değildir. 15 mg’ın intramüsküler enjeksiyonundan sonra 1-6 saat içerisinde yaklaşık 1,6-1,8 mikrogram / litre plazma yoğunluğuna ulaşılır.
Dağılım
Meloksikam çok güçlü şekilde plazma proteinlerine, özellikle de albümine (%99) bağlanır. Meloksikam kolayca sinovyal sıvıya geçer ve orada plazmada bulunan değerin yarısına yakın yoğunluğa ulaşır. Dağılım hacmi düşüktür, yani intramüsküler veya intravasküler uygulama sonrası 11 litredir ve %7 ile %20 arasında standart sapma gösterir. Meloksikamın (7,5 - 15 mg arasındaki dozlarda) birden fazla oral uygulama sonrası dağılım hacmi yaklaşık 16 litre olup %11 ile %32 arasında değişkenlik katsayısına sahiptir.
Meloksikam yaygın olarak karaciğer tarafından metabolize edilir. İdrarda her biri farmakodinamik olarak inaktif olan dört farklı metabolit bulunmuştur. Ana metabolit 5‘-karboksimeloksikam (dozun %60 ı), yine aynı şekilde düşük miktarda (dozun %9 u) atılımı gerçekleşen ara metabolit 5‘-hidroksimetilmeloksikamın oksidasyonu ile ortaya çıkar. In vitro çalışmalar, düşük CYP 3A4 katkısı ile CYP 2C9 un önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır. Diğer iki metabolit (uygulanan dozun %16 sı ve %4 ü) muhtemelen hastanın peroksidaz etkinliği sorumludur.
Eliminasyon
Meloksikam ağırlıklı olarak metabolit halinde atılır ve aynı parçalar halinde idrar ve dışkıda görünür. Günlük dozun %5 ten daha az kısmı değişmeden dışkı üzerinden atılır, idrar ile ise yalnızca ana maddenin kalıntıları atılır. Ortalama eliminasyon yarılama süresi oral, intramüsküler ve intravasküler uygulama sonra 13 ile 25 saat arasında değişmektedir. Plazma klirensi tekli dozun oral, intravasküler ve rektal uygulaması sonrası yaklaşık 7 -12 ml/dakikadır.
Doğrusal/doğrusal olmayan
Meloksikam, 7,5 mg ile 15 mg arasında tedavi edici dozda oral veya intramüsküler uygulama sonucu lineer farmakokinetik özelliği gösterir.
Özel hasta grupları
Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalar
Ne sınırlı karaciğer fonksiyonunun, ne de hafif ile orta derece arasındaki böbrek yetmezliğinin meloksikamın farmakokinetiği üzerinde kayda değer etkileri yoktur. Orta derecede böbrek yetmezliği olan kişilerin belirgin yüksek toplam klirensleri gözlemlenmiştir. Böbrek yetmezliğinin son evresindeki hastalarda bağlayıcı proteinlerde azalma görülmüştür. Böbrek yetmezliğinin son evresinde dağılım hacmi ve böylece proteinlere bağlı olmayan meloksikam yoğunlukları artabilir ve günlük doz 7,5 mg’ı aşmamalıdır (bkz. bölüm 4.2)
Yaşlı hastalar
Yaşlı erkekler genç erkekler gibi benzer orta derecede farmakokinetik parametreler göstermişlerdir. Yaşlı kadınlarda ise her iki cinsten genç kişilere göre yüksek AUC değerleri ve uzun eliminasyon yarılama süreleri gözlemlenmiştir. Plazma klirensi yaşlılarda gençlere göre hafif düşüktür.
Klinik öncesi çalışmalarda meloksikamın toksikolojik profilinin, diğer NSAİ ilaçlarınki ile aynı olduğu görülmüştür; iki hayvan türünde yüksek dozlarda kronik kullanım süresince gastrointestinal ülserler ve erozyonlar, renal papiller nekroz oluşmuştur.
Sıçanlarda yapılan oral üreme çalışmalarında, 1 mg/kg ve daha yüksek maternotoksik doz seviyelerinde, ovülasyon, implatasyon inhibisyonu ve embriyotoksik etkilerde (rezorbsiyonlarda artma) düşme olduğu gösterilmiştir. Sıçan ve tavşanlarda yürütülen toksisite çalışmaları, sıçanlarda 4 mg/kg; tavşanlarda 80 mg/kg oral dozlarda kadar teratojenisite ortaya koymamıştır.
Doz seviyeleri 75 kg ağırlığındaki insan için mg/kg doz bazında, klinik dozun (7.5-15 mg) 10-5 katı olarak kullanılmıştır. Tüm prostaglandin sentez inbihitörleri için bilinen gestasyon sonundaki fetotoksik etki tanımlanmıştır. İn vitro veya in vivo çalışmalarda herhangi bir mutajenik etki kanıtı yoktur. Sıçanlarda ve farelerde klinik olarak kullanılan dozlardan daha yüksek dozlarda karsinojenik risk bulunmamıştır.