PLAZOL 4 mg/5 ml IV infüzyon için konsantre çözelti içeren 1 flakon Uyarılar
Platin Kimya Firması
Güncelleme : 3 Temmuz 2018
Plazol uyarılar, Plazol zararları, Plazol önlemler, Plazol riskler, Plazol yan etkisi, Plazol alerji, Plazol alkol, Plazol hamileler, Plazol emzirme, Plazol araç kullanımı, Plazol fazla alınırsa bilgilerini içerir.
Uyarılar
Hastalar PLAZOL uygulamasından önce yeterince hidrate olmaları açısından değerlendirilmelidirler.
Kalp yetmezliği riski olan hastalarda aşırı hidrasyondan sakınılmalıdır.
Zoledronik asit tedavisine başlandıktan sonra, albümine göre düzeltilmiş serum kalsiyum, fosfat ve magnezyum düzeyleri, serum kreatinin gibi standart hiperkalsemi ile ilişkili metabolikparametreler dikkatle izlenmelidir. Hipokalsemi, hipofosfatemi ya da hipomagnezemi oluşursa,kısa vadeli destek tedavisi gerekli olabilir. Tedavi edilmemiş hiperkalsemili hastalarda genelliklehafif derece de olsa böbrek bozukluğu mevcut bulunduğundan, böbrek fonksiyonunun dikkatleizlenmesi düşünülmelidir.
PLAZOL, LANİCZOL ile aynı etken maddeye (zoledronik asit) sahiptir. PLAZOL ile tedavi edilen hastalar eşzamanlı olarak LANİCZOL ile tedavi edilmemelidir. Zoledronik asit diğerbifosfonatlarla birlikte kullanılmamalıdır, çünkü bu ajanların kombine etkileri bilinmemektedir.
Zoledronik asit ile yapılan klinik çalışmalarda gözlenmemiş olsa da, bifosfonat alan asetilsalisilik aside karşı duyarlı astmatik hastalarda bronkokonstriksiyon yaptığı bildirilmiştir.
Böbrek yetmezliği:
Maligniteye bağlı hiperkalsemi bulunan ve böbrek fonksiyonunda bozulma gösteren hastalar PLAZOL ile tedaviye devam edilmesinin olası yararlarının, ortaya çıkabilecek riskleri aşıpasmadığı da göz önüne alınarak uygun bir şekilde değerlendirilmelidir.
Kemik metastazları olan hastalarda iskeletle ilişkili olayların önlenmesi amacıyla tedavi kararı verilirken, tedavinin etkisinin 2-3 ayda başlayacağı düşünülmelidir.
Bifosfonatların böbrek fonksiyon bozukluğu raporlarıyla ilişkisi vardır. Böbrek fonksiyonunda kötüleşme potansiyelini arttırabilecek faktörler, dehidrasyon, önceden mevcut böbrek yetmezliği,çoğul zoledronik asit uygulamaları veya diğer bifosfonat uygulamaları, nefrotoksik ilaçkullanımı ya da halen önerilmekte olandan daha kısa süreli bir infüzyonun kullanılması gibifaktörlerdir. 4 miligramdık zoledronik asit dozunun 15-30 dakikadan daha kısa sürmeyen birinfüzyonla verilmesi risk azalması sağlarsa da, böbrek fonksiyonu yine de kötüleşebilir.Başlangıç dozunda veya tek doz zoledronik asit kullanımından sonra hastalarda, böbrekfonksiyonunda kötüleşme, böbrek yetmezliğinde ilerleme ve diyaliz gereksinimi rapor edilmiştir.Serum kreatinin düzeyleri, iskeletle ilişkili olayların önlenmesi amacıyla önerilen dozlarla kronikzoledronik asit tedavisi uygulanan hastalarda da, daha seyrek olsa da yükselebilir.
Hastalardaki serum kreatinin düzeyleri, her zoledronik asit dozundan önce değerlendirilmelidir. Hafif-orta şiddette böbrek yetmezliğiyle birlikte kemik metastazları olan hastalarda tedaviyebaşlandığında, daha düşük zoledronik asit dozlarının kullanılması önerilir. Tedavi sırasındaböbrek fonksiyonları kötüye giden hastalarda zoledronik asit tedavisine ancak, serum kreatinindüzeyleri başlangıç değerinden en fazla %10 yüksek olması durumunda tekrar başlanmalıdır(bkz Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli).
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, bu popülasyondaki klinik güvenlilik ve farmakokinetik verilerin sınırlı olmasından ve zoledronik asit dahil, bifosfanatlarla tedavi edilen hastalardaböbrek fonksiyon bozukluğu riski olmasından dolayı, zoledronik asit kullanımı önerilmez.
Klinik çalışmalarda şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda tedavi başlangıcındaki serum kreatinin düzeyleri maligniteye bağlı hiperkalsemi vakalarında >400 pmol/1 veya >4.5 mg/dl;kanser ve kemik metastazı olan hastalarda >265 p.mol/1 veya >3.0 mg/dl) olan hastalar olaraktanımlanmıştır. Farmakokinetik çalışmalarda ise şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu olanhastalar başlangıçtaki kreatinin klerensi <30 ml/dakika olan hastalar olarak tanımlanmıştır.
Karaciğer yetmezliği:
Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalardaki klinik veriler sınırlı olduğundan, bu hasta popülasyonu için spesifik önerilerde bulunmak mümkün değildir.
Çene osteonekroz (ONJ):
Zoledronik asit de dahil olmak üzere bifosfonat içeren tedavi kuru alan kanserli hastalarda çene kemiğinde osteonekroz bildirilmiştir. Bu hastaların çoğu kemoterapi ve kortikosteroid de alanhastalardır. Birçok hastada osteomiyelitin de dahil olduğu lokal enfeksiyon semptomlarıgörülmüştür.
Pazarlama sonrası deneyim ve literatür, çene kemiğinde osteonekroz bildirimlerinin büyük bir kısmının tümör tipine (ilerlemiş meme kanseri, multipl miyelom) ve dental duruma (diş çekimi,periodontal hastalık, zayıf bir şekilde monte edilmiş takma dişleri içeren lokal travma)dayandığını ileri sürmektedir.
Kanser hastaları, iyi oral hijyeni korumalı ve bifosfonatlarla tedaviye başlamadan önce koruyucu diş hekimliği ile diş muayenesi olmalıdırlar.
Bu hastalar, tedavi süresince, eğer mümkün ise invasiv dental uygulamalardan uzak durmalıdırlar. Bifosfonat tedavisi esnasında, çene kemiğinde osteonekroz gelişen hastalarda, dişameliyatları durumu kötüleştirebilir. Dental uygulamalara gereksinim duyan hastalarda,bifosfonat tedavisinin kesilmesinin çene kemiğinin osteonekroz riskini azaltıp azaltmadığına dairhiçbir veri bulunmamaktadır. Tedavi eden doktorun klinik görüşü, yarar/risk değerlendirmesinedayanarak her hastanın tedavi planını yönlendirmelidir.
Atipik femur kırıkları:
Bifosfonat tedavi ile başlıca osteoporoz için uzun süreli tedavi gören hastalarda atipik femur kırıkları bildirilmiştir. Bu transvers veya kısa oblik kırıklar femur boyunca küçük trokanterdensuprakondiler açıklığa kadar herhangi bir yerde meydana gelebilir. Bu kırıklar minimal travmasonrasında veya travma yokluğunda meydana gelir ve bazı hastalar tam femur kırığı ilebaşvurmadan önce haftalar ila aylar boyunca, sıklıkla stres kırıklarının radyolojik görüntülemeözelliğini yansıtan uyluk veya klasik ağrısı yaşar. Kırıklar sıklıkla iki taraflıdır; bu nedenle femurkırığı yaşayan zoledronik asit ile tedavi edilen hastalarda kontralateral femur da muayeneedilmelidir. Bu kırıkların iyileşmesinin kötü olduğu bildirilmiştir. Atipik femur kırığı şüphesiolan hastalarda hastanın kişisel fayda risk profiline dayalı olarak değerlendirilmesi esnasındazoledronik asit tedavisinin bırakılması düşünülmelidir. Zoledronik asit ile tedavi edilenhastalarda atipik femur kırığı raporları bildirilmiştir; ancak zoledronik asit tedavisi ilenedensellik belirlenmemiştir.
Zoledronik asit tedavisi sırasında hastalara herhangi bir kalça, uyluk veya kasık ağrısını doktorlarına bildirmeleri tavsiye edilmeli ve bu tip semptomlara başvuran hastalar tam olmayanfemur kırığı açısından değerlendirilmelidir.
Kas iskelet ağrıları:
). Semptomların başlamasına kadar geçen süre tedaviye başladıktan sonra birgün ile aylar arasında değişmiştir. Tedavi kesildikten sonra hastaların çoğunda semptomlarortadan kalkmıştır. Aynı ilaç ya da başka bir bifosfonat ile yeniden tedaviye başlandığında birgrupta semptomlar tekrarlamıştır.
Hipokalsemi:
Zoledronik asit ile tedavi edilen hastalarda hospitalizasyona gerek duyulacak derecede hipokalsemi bildirilmiştir. Şiddetli hipokalsemi vakalarında sekonder olarak kardiyak aritmi venörolojik advers olaylar (nöbetler, tetani ve hissizlik) bildirilmiştir. Bazı durumlarda,hipokalsemi yaşamı tehdit edebilir.
Sodyum içeriği:
Bu tıbbi ürün her 5 mililitresinde 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmez.
Mannitol içerse de kullanım yolu ve dozu nedeniyle herhangi bir uyarı gerekmemektedir.
Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Baş dönmesi ve uyku hali gibi yan etkilerin araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkileri olabilir. Zoledronik asit kullanımı esnasında araç ve makine kullanırken dikkatli olunmalıdır.