SIMDAX 2.5 mg/ml konsantre inf.çöz.5 ml X 1 flakon Farmakolojik Özellikleri
Daiichi Sankyo Firması
Güncelleme : 3 Temmuz 2018
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Kardiyak stimulan (kalp glikozitleri hariç)
ATC kodu: C01CX08
Levosimendan, kardiyak troponin C’ye kalsiyum-bağımlı bir şekilde bağlanmak suretiyle, kontraktil proteinlerin kalsiyuma olan hassasiyetini artınr. Levosimendan kontraksiyon gücünü artırırken ventriküler gevşemeyi bozmaz. İlaveten, levosimendan vasküler düz kaslardaki ATP-duyarlı potasyum kanallarını açar ve bu da sistemik ve koroner arteriyel rezistans damarlar İle sistemik venöz kapasitans damarlarda vazodilatasyon oluşturur. Levosimendan, in-vitro
olarak, seçici bir fosfodiesteraz III inhibitörüdür. Bunun terapötik konsantrasyonlar ile ilişkisi ise belirsizdir. Kalp yetersizliği olan hastalarda levosimendan’m pozitif inotropik ve vazodilatör etkileri, diastolik fonksiyon üzerinde ters bir etki yaratmaksızın, kasılma gücünde bir artış ve hem preload ve hem de afterload’da azalma ortaya çıkanr. Levosimendan, PTCA veya tromboliz sonrası hastalarda duyarsızlaşan miyokardı aktive eder.
Sağlıklı gönüllüler ile stabil ve stabil olmayan kalp yetmezliği olan hastalarda yapılan hemodinamik çalışmalar, yükleme dozu olarak intravenöz yoldan (3 mikrogram/kg ile 24 mikrogram/kg) ve sürekli infiizyon yoluyla (0.05 - 0.2 mikrogram/kg/dakika) verilen levosimendanın doza bağlı bir etkisi olduğunu göstermiştir. Plasebo ile karşılaştınldığında levosimendan, kardiyak debiyi, atım hacmini, ejeksiyon fraksiyonunu ve kalp hızım arttırmış, sistolik kan basıncını, diyastolik kan basıncını, pulmoner kapiler kama basıncım, sağ atriyal basmcı ve periferal vasküler direnci düşürmüştür.
Levosimendan uygulamasından sonra sistemik dolaşımda tespit edilebilen metabolitler OR-1855 ve OR-1896’ dır. Bu metabolitler in-vivo olarak polimorfik bir enzim olan N-asetil transferaz-2 ile asetilasyon ve deasetilasyonu metabolik yolakları sonucu dengeye ulaşırlar. Yavaş asetilleyicilerde OR-1855 metaboliti baskındır, hızlı asetilleyicilerde ise OR-1896 metaboliti baskındır. Bu iki metabolite olan maruziyetin toplamı, hızlı ve yavaş asetilatörler için benzerdir. Bu iki grup arasmda hemodinamik etki olarak fark mevcut değildir. Uzamış hemodinamik etki (24 saatlik SİMDAX infüzyonunun kesilmesinden sonra 7-9 gün süren etki), bu iki metabolite bağlanmaktadır.
SIMDAX® infüzyonu, koroner cerrahi sonrası hastalarda koroner kan akımım artınr ve kalp yetmezliği olan hastalarda miyokard perfuzyonunu düzeltir. Bu olumlu etkilerini, miyokardın oksijen tüketiminde belirgin bir artışa yol açmadan gösterir. SİMDAX® infüzyonu ile tedavi gören konjestif kalp yetmezliği hastalannda sirküle eden endotelin-1 düzeyinde belirgin bir düşme olmaktadır, önerilen infüzyon hızlannda Simdax® plazma katekolamin düzeyini yükseltmez.
Klinik çalışmalar
Simdax , 2800’ün üzerinde kalp yetmezliği hastasının katıldığı klinik deneylerde değerlendirilmiştir. Aşağıdaki randomize, çift körlü, çok uluslu klinik deneylerde SIMDAX’ın ADHF tedavisindeki etkililiği ve güvenilirliği değerlendirilmiştir:
REVİVE Programı
Klinik REVİVE programı iki klinik çalışmadan oluşmaktadır: Pivot çalışma olan REVİVE II çalışması ve bu pivot çalışma açısından gerekli hasta sayısını belirlemek için 24 saatlik SIMDAX infiizyonunun etkililiği ve güvenilirliğinin değerlendirilmesini amaçlayan REVİVE I adlı pilot çalışma.
REVİVE I
24 saatlik SİMDAX® infüzyonu alan 100 ADHF hastası üzerinde yürütülen çift körlü, plasebo kontrollü bir pilot çalışmada Simdax ile tedavi edilen hastalarda klinik kompozit son nokta ile ölçüldüğü haliyle, plasebo ve beraberindeki standart bakımdan daha olumlu bir cevap gözlenmiştir.
Ölçülen klinik kompozit son nokta, hastanede kalınan beş gün boyunca kurtarma tedavisinin kullanımının, detaylı hasta değerlendirmesinin ve ölüm durumunun değerlendirilmesi yoluyla klinik durumdaki düzenli iyileşme veya kötüleşmenin sürekli olduğunu göstermiştir.
REVİVE II
İntravenöz diüretik tedavisinden sonra dispneik kalan ADFH hastalarının klinik durumunda yarar sağlayan, 10 dakika boyunca 6-12 mikrogram/kg’lık yükleme dozunun ardından protokol ile belirlendiği şekilde 24 saat’e kadar 0,05-0,2 mikrogram/kg/dak’lık kademeli levosimendan titrasyonunun uygulandığı 600 hasta üzerinde gerçekleştirilmiş çift körlü, plasebo kontrollü bir pivot çalışma.
Klinik REVİVE programı, ADHF tedavisinde levosimendanla birlikte standart bakım ile plaseboyla birlikte standart bakımı karşılaştırmak üzere tasarlanmıştır.
Kabul edilme kriterleri, son 12 ay içinde ADHF ile hastanede tedavi edilen, sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonu %35’ten düşük veya bu orana eşit olan ve dinlenirken dispnesi olan hastalan içermektedir. İntravenöz milrinon haricindeki tüm başlangıç tedavilerine izin verilmiştir.
Hariç tutma kriterleri arasında ventrikül çıkım yolunda büyük orandaki tıkanıklık, kardiyojenik şok, <90 mmHg düzeydeki sistolik kan basmcı ve >120 atış/dak (en az beş dakika süreyle sürekli) kalp hızı veya bir mekanik ventilasyon gereksinimi yer almaktadır. Randomizasyondan önce hastalar aşağıdaki özelliklere göre nitelendirilmiştir: ortalama 116 mmHg’lık sistolik kan basıncı, yaklaşık %24’lük ortalama ejeksiyon fraksiyonu, 900 pikogram/ml’den büyük ortalama B tipi natriüretik peptid değerleri ve kalp yetmezliği tıbbi geçmişi.
Altı saat, 24 saat ve beş gün olmak üzere üç zaman noktası üzerinden klinik durumda uzun süreli yararlan yansıtan klinik kompozit son nokta ile Ölçüldüğü haliyle birincil son nokta sonuçlan, hastalann büyük bir çoğunluğunun iyileşmiş olarak, az bir kısmının İse kötüleşmiş (p değeri 0,015) olarak kategorize edildiğini göstermiştir. B tipi natriüretik peptid, plaseboyla birlikte standart bakıma nazaran 24 saatte ve beş günde belirgin bir düşüş göstermiştir (p değeri=0,001).
SIMDAX® grubunda, 90 günlük kontrol grubu ile karşılaştınldığında biraz daha yüksek ancak istatistiksel olarak belirgin olmayan bir ölüm oranı ortaya çıkmıştır (%12’ye %15). Bu nedenle, bu gözlemle ilişkilendirilebilecek çoklu başlangıç ve randomizasyon faktörlerini değerlendirmek üzere analizler gerçekleştirilmiştir. ADHF hastalannda gerçekleştirilen önceki çalışmalar, başlangıç kan basmcı düşük olan hastalarda ölüm riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Posthoc analizlerinde <100 mmHg düzeyindeki sistolik kan basıncı ve <60 mmHg düzeyindeki diyastolik kan basıncı ölüm riskleri için sımr oluşturmaktadır.
SURVIVE
Levosimendan ile dobutaminin karşılaştınldığı çift körlü, çift plasebolu, paralel gruplu, çok merkezli bu çalışmada intravenöz diüretiklere veya vazodilatörlere yeterli cevap verilmemesinin ardından ek bir tedaviye ihtiyaç duyan 1327 ADHF hastasında 180 günlük ölüm oranı değerlendirilmiştir. Hasta popülasyonu genel olarak REVİVE II çalışmasındaki hasta popülasyonuna benzerdir. Ancak, önceden kalp yetmezliği geçmişi (öm: akut miyokard enfarktüsü) olmayan hastalar ve mekanik ventilasyon gerektiren hastalar dahil edilmiştir . Hastalann yaklaşık %90’ı dinlenirken görülen dispneye bağlı olarak deneye girmiştir. SURVIVE çalışmasının sonuçları, 180 gündeki (nedeni ne olursa olsun) ölümler itibariyle levosimendan ve dobutamin arasmda istatistiksel olarak belirgin bir fark göstermemiştir (HR =
0,91 (%95 CI [0,74, 1,13] p değeri 0,401)). Ancak levosimendan için 5. günde ölüm oranı itibariyle sayısal bir avantaj bulunmaktadır (%4 levosimendan - %6 dobutamin). Bu avantaj 31. güne kadar devam etmiş olup (% 12 levosimendan - %14 dobutamin) kalp yetmezliği geçmişi olan hastalarda daha da yükselirken başlangıç beta bloker tedavisi gören hastalarda en belirgin düzeye çıkmıştır. Her iki tedavi grubunda da, düşük başlangıç kan basıncına sahip hastalarda yüksek başlangıç kan basıncına sahip olanlara göre daha yüksek ölüm oranı görülmüştür.
LIPO
Levosimendan’ın doz-bağmılı olarak, kardiyak output ve stroke volümde artışa, ve yine doz-bağımlı olarak pulmoner kapiler uç basınçta, ortalama arteriyel basınçta ve toplam periferik rezistansta azalmaya yol açtığı gösterilmiştir.
Bir çift-kör, çok merkezli çalışmada, ciddi derecede düşük verim gösteren (ejeksiyon fraksiyonu <0.35, kardiyak indeks <2.5 1/dak/m2, pulmoner kapiler uç basınç-PCWP>15 mm Hg) ve inotropik desteğe gereksinimi olan 203 kalp yetmezliği hastasına 24 saat süreyle levosimendan (10 dakika içinde 24 mikrogram/kg yükleme dozu ve arkasından 0.1-0.2 mikrogram/kg/dak. sürekli infüzyon) veya dobutamin (5-10 mikrogram/kg/dak.) uygulanmıştır. Hastalann %47’sinde kalp yetmezliğinin etiyolojisi İskemik idi; %45 hastada idiopatik dilatif kardiyomiyopati mevcuttu. Hastalann %76’sı istirahat halinde nefes darlığı çekiyordu. Çalışmaya almama kriterlerinin en önemlileri, 90 mm Hg altındaki sistolik kan basıncı ve dakikada 120 atışın üzerindeki kalp hızı idi. Çalışmadaki temel hedef nokta (endpoint), 24 saatte kardiyak verimde >%30 oranında bir artışa ve aynı zamanda PCWP’de >%25 civannda bir azalmaya ulaşmak olmuştur. Bu sonuca levosimendan tedavisi alan hastalardan %28’inde ve dobutamin verilenlerin %15’inde (p= 0.025) ulaşılmıştır. Levosimendan tedavisinden sonra semptomatik hastalann %68’inde nefes darlığı skorlannda iyileşme gözlenmiştir, bu oran mukayese edildiğinde dobutamin tedavisi gören hastalarda %59 olmuştur. Yorgunluk skorunda, levosimendan ve dobutamin tedavisinden sonra, sırasıyla %63
ve %47 İyileşme görülmüştür. Tüm sebeplere bağlı 31 gün içindeki mortalite levosimendan tedavisi alan hastalar için %7.8 ve dobutamin için %17 olmuştur.
RUSSLAN
Bir diğer çift-kör çok merkezli çalışma ile temel olarak güvenlilik (safety) değerlendirmeleri yapılmış olup bu çalışmada, akut miyokard enfarktüsü sonrası dekompanse kalp yetersizliği olan ve inotropik desteğe gerek gösterdiği kabul edilen 504 hastaya 6 saat süreyle levosimendan veya plasebo uygulanmıştır. Bu çalışmalarda tedavi gruplan arasmda, hipotansiyon ve iskemi insidanslan açısından belirgin bir fark gözlenmemiştir.
LIDO ve RUSSLAN çalışmalannın retrospektif bir analizinde, 6 aya kadar olan bir süreç içinde hayatta kalma (survival) üzerinde herhangi bir ters etki gözlenmemiştir.
DaSılım
Levosimendan’ın dağılım hacmi (Vss) yaklaşık 0.2 l/kg’dır. Levosimendan, başta albümin olmak üzere, %97-98 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Aktif metabolitler OR-1855 ve OR-1896 için hastalardaki plazma proteinlerine bağlanma oranı %39 ve %42’ dir.
Biyotransformasyon
Levosimendan tamamen metabolize olur, göz ardı edilebilir miktardaki değişmemiş ilaç idrar ve feçesle atılır. Levosimendan büyük oranda konjugasyon yoluyla metabolize olarak siklik veya N-asetil sisteinilglisin ve sistein konjugatlan oluşturur. Dozun yaklaşık %5’i barsaklarda indirgenerek aminofenilpiridazinon’a (OR-1855) çevrilir ki bu da reabsorbsiyon sonrası N-asetiltransferaz tarafından aktif metabolit OR-1896’ya metabolize edilir. Asetilasyon düzeyi genetik olarak belirlenir. Hızlı asetilleyicilerde OR-1896 metabolitinin konsantrasyonu, yavaş asetilleyicilere göre, hafif şekilde daha yüksektir. Ancak bunun, Önerilen dozlarda klinik hemodinamik etki açısından bir sonuç doğurması söz konusu değildir.
İn-vitro
çalışmalar, levosimendan, OR-1855 ve OR-1896’ nin önerilen dozlarda ulaşılan konsantrasyonlarda CYP1A2, CYP2A6, CYP2C19, CYP2D6, CYP2E1 veya CYP3A4 üzerinde inhibitör etkisinin olmadığını göstermektedir, Aynca, levosimendan CYP1A1’ yi, OR-1855 ile OR-1896 da CYP2C9’ u inhibe etmemektedir. İnsanlarda varfarin, felodipin ve itrakonazol ile yapılan ilaç etkileşmeleri çalışmalan, levosimendanın CYP3A4 veya CYP2C9’ u inhibe etmediğini ve levosimendan metabolizmasının CYP3A inhibitörleri tarafından etkilenmediğini göstermiştir.
Eliminasyon ve atılım:
Klerens, 3.0 ml/dak/kg dolaylannda ve yan-ömür 1 saat civanndadır. Dozun %54’ü idrarla ve %44’Ü feçesle atılır. Dozun %95’ten fazlası bir hafta içinde atılır. Gözardı edilebilecek miktar ise (dozun <%0.05’i) değişmemiş levosimendan olarak idrarla atılır. Dolaşımda olan OR-1855 ve OR-1896 metabolitleri yavaş bir şekilde oluşur, konjugasyon veya renal fıltrasyona uğrar ve çoğunlukla idrar ile atılırlar. Plazma pik konsantrasyonlarına, levosimendan infüzyonunun bitmesinden sonraki 2 gün içinde ulaşılır. Metabolitlerin yan-ömrü 75-80 saat dolaylarındadır.
Do&rusallık
:
Levosimendan, 0.05-0.2 mikrogram/kg/dk terapötik doz aralığında lineer bir farmakokinetik göstermektedir.
Hastalardaki Karakteristik özellikler
Pediyatrik Hastalar:
Konjestif kalp yetmezliği olan İki grup pediatrik hastaya (Grup l: 3-6 aylık yaşlar (N=5), Grup 2: 6 ay-6.5 yıl yaşlar (N=7)) 10 dakikalık intravenöz infüzyon yoluyla levosimendan uygulaması yapılmıştır (12 mikrogram/kg). İki grup arasmdaki levosimendanın farmakokinetiği, benzer bulunmuştur. Pediatrik hastalardaki vücut ağırlığına normalize edilmiş klerensi ve dağılım hacmi %30’ dur ve konjestif kalp yetmezliği olan hastalara göre 2 kat daha fazladır. Levosimendanın aktif metabolitleri olan OR-1855 ve OR-1896 ölçülmemiştir. Levosimendan çocuklara uygulanmamalıdır.
Böbrek yetmezliği:
Levosimendan farmakokinetiği, çeşitli derecelerde böbrek yetmezliği olan, ama kalp yetmezliği olmayan gönüllülerde değerlendirilmiştir. Levosimendanın etkisi, hafif ve orta
şiddette böbrek yetmezliği olan gönüllüler ve hemodiyaliz uygulanan gönüllülerde benzer olmuştur, ancak ağır böbrek yetmezliği olan gönüllülerde etkisi biraz daha az olabilir.
Sağlıklı gönüllüler ile karşılaştırıldığında, levosimendanın bağlanmamış fraksiyonu hafif artmıştır ve metabolitlerin (OR-1855 ve OR-1896) AUC değerleri, ağır böbrek yetmezliği olan gönüllüler ve hemodiyaliz uygulanan gönüllülerde %170’ e kadar daha yüksek bulunmuştur. Hafif ve orta şiddette böbrek yetmezliğinin OR-1855 ve OR-1896’ ın farmakokinetiği üzerindeki etkisinin, ağır böbrek yetmezliğine göre daha az olması beklenmektedir. Levosimendan diyaliz ile uzaklaştınlamaz. OR-1855 ve OR-1896 diyaliz ile uzaklaştınlabilmektedir. Diyaliz klerensi düşüktür (yakl. 8-23 ml/dak.) ve 4 saatlik bir diyaliz seansının bu metabolitler üzerindeki etkisi düşüktür.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ve orta şidette sirozu olan gönüllülerde levosimendanın farmakokinetiği veya protein bağlanması, sağlıklı gönüllülere göre farklı değildir. Levosimendan, OR-1855 veya OR-1896’ mn farmakokinetiği, orta karaciğer yetmezliği (Child-Pugh, B Sınıfı) olan gönüllülerde OR-1855 ve OR-1876’ mn yarı ömrünün hafif uzaması dışında benzerdir.
Popülasyon analizi yaş, ırk ve cinsin levosimendan farmakokinetiği üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını göstermiştir. Bu arada aynı analiz, dağılım hacmi ve toplam klerensin vücut ağırlığına bağlı olduğunu ortaya koymuştur.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Genel toksisite ve genotoksisite konusunda yürütülen konvansiyonel çalışmalar, kısa süreli kullanımda insanlar için özel bir tehlike yaratmadığım ortaya koymuştur.
Hayvan çalışmalarında levosimendan teratojenik bulunmamıştır, fakat sıçan ve tavşan fetüslerinde kemikleşme derecesinde genel bir azalma ve tavşanlarda supraoksipital kemiğin gelişmesinde anomaliye sebep olmuştur. Gebelikten önce ve gebeliğin erken döneminde uygulandığında levosimendan dişi sıçanda doğurganlığı azaltmış (corpora lutea sayısını ve implantasyonlan azaltmış) ve toksisitede gelişme göstermiştir (bir batında doğan yavru sayısını azaltmış ve erken rezorbsiyon sayısını ve post-implantasyon kayıplarım artırmıştır). Etkiler klinik uygulama düzeylerinde görülmüştür.
Hayvan deneylerinde levosimendan anne sütü ile atılmıştır.
Simdax ile ilgili diğer bilgiler
- Simdax Genel
- Simdax Fiyat
- Simdax Prospektüs
- Simdax Kullananlar
- Simdax Nedir
- Simdax Kullanımı
- Simdax Yan Etkileri
- Simdax Etkileşimi
- Simdax Gebelik
- Simdax Saklanması
- Simdax Muadili
- Simdax Uyarılar
- Simdax Endikasyon
- Simdax Kontrendikasyon
- Simdax İçeriği
- Simdax Dozu
- Simdax Zararları
- Simdax Formu
- Farmakolojik Özellikler
- Simdax Farmasötik Özellikler
- Simdax Ruhsat Bilgileri